Tarih: | Yer: | İzlenme:2617
Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.
el-Hamdülillahi rabbilâlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn.
İ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitâbullah
Geçenki dersten bir hadisi tekrar edelim.
İnne mevdia savtin fi'l-cenneti hayrun mine'd-dünyâ ve mâ fîhâ.
"Cennette bir kamçı kadar yer, -bir metre kadar yer demek- dünya ve içindekilerden hayırlıdır."
Bunu unutmamak lazım.
Bu kadar olunca insanın cenneti istemesi ne kadar lazım,
Bugünkü dersimiz. Nebilerden bir nebi, peygamberlerden birisi. İsmini belirtmemiş.
Yumurtanın fadâilinden ileri geliyor.
İnne nefakate alâ ehlike ve veledike ve hâdimike sadakatün
Bu da Hz. Enes'ten rivayet.
"İnsanın idame-i hayat için kendisine, ehline ve hizmetkârına verdiği gıda [sadakadır]."
Çoluk çocuğun nafakası, hanımı, kendisi, çoluk çocuğu, torunlar da içine dahil bunun.
Çocuğuna, hanımına, hadimine yedirdiğin yemekler verdiğin paralar sadakadan ibarettir.
Fakat şunu da bil ki;
Fe-lâ tettebi' zâlike mennen ve lâ ezen.
"Bak ben sizi yediriyorum içiriyorum besliyorum da nankör herifler!" filan diyerekten
İnne hâzâ yevmün men meleke fîhi sem'ahu ve basarahû ve lisânühü
Kurban Bayramının arefesi. Arafe günü yani [bayramdan] bir gün evvel olan gün ki
"Her kim o gün diline kulağına gözüne hakim olur.
Onun için arefe günü oruç tutmak çok sevaptır. Hatta bazı kimseler,
İnne hâzâ emrün ketebehu'llâhu alâ benâti Âdeme fa'kdî mâ yakdî'l-hâccu ğayre en lâ tetûfî bi'l-beyti.
Buhari, Müslim, Ebû Davud ve Nesei Hz. Aişe'den rivayet etmişler.
[Hz. Aişe anamız] hanımlarla beraber hacca gitmişler.
"Hacının yaptığı her şeyi yapacaksın. Yalnız beyti tavaf edemezsin.
Onun için o hal geldiği vakitte haccın diğer vazifelerini yapar, arafata çıkar,
İnne hâzâ'd-dînâre ve'd-dirheme ehlekâ men kâne kableküm ve hümâ mühlikâküm.
Ravileri Taberani, Darekutni el-Efrad, Beyhaki İbn Mes'ûd'tan.
İnne hâzâ'd-dînâre ve'd-dirheme.
Bunların ölümlerinin, mahv olmalarının, tarihten silinmelerinin sebebi paradır. Para sebep olmuş.
Ve hümâ mühlikâküm. "Bu ikisi, bu iki de sizin helakınıza sebep olur."
Onun için siz bu ikiden saklanın.
Bugün bu ders hatırımda yoktu da İmam Gazzâlî'nin [kitabında] bir meseleyi bakmak istedim.
Hülasası ondan anladığım şey:
Şimdi ashâb-ı kirâmın zenginleri de vardı tabi.
Bunu uzunca anlattıktan başka şöyle bir tabir kullanmış;
"Bir mezarın dışını kandillerle elektriklerle süsleseniz.
Şimdi bu para, benim de küçüklükten beri yani aklımın ermediği günden,
Çünkü bir kere Cenâb-ı Hak;
İnnallâhe me'a's-sâbirîn. "Ben sabırlılarla beraberim." der.
Farz edelim iyi helalden bir para kazandık. Paramız da helal, içine haram karışmamış hiç.
Hz. Fatıma radıyallahu anha'nın eline taktığı iki bileziğe
Evimize baksan, o bir zât gelmiş, hatırımda yok ismi, Medine-i Münevvere'ye,
Niçin?
Ooo, onlarınki de bizimki gibi saltanatla dolmuş her tarafı.
O Resûlullah'ın devriydi başka.
Şimdi evde zaruri olan şeyler olur.
Onun için Müslümanlık daima etrafındakileri himaye edici onlara acıyıcı bir dindir.
Der ki insan;
"Evet, zengin olursam daha çok yardım ederim etrafımdakilere!"
Heyhat!
Burada insan kendisini çok aldatıyor.
"Bu kadar vergi veriyoruz ya, daha hâlâ bir de zekat mı vereceğiz?
Onun için bir kitapta daha okumuştum. O da böyle bir mukayese vardı.
Bir kısmı demişler ki;
Şâkir olan zengin, yani Allah'ın verdiği nimetlerine şükrediyor da onu lazım olan yerlere veriyor.
"Hayır.
Çünkü zenginin kalbini yaracak olursak orada faraza, olmaz ya. Misalde hata olmaz derler.
Onun için innallahe ma'a's-sâbirîn.
Sonra bir insan zengin oldukça bu cibilliyyet;
Kellâ inne'l-insâne le-yetğâ. En reâhu'stağnâ.
Zenginlik daima tuğyana sevkeder.
Sonra okumak meselesine gelince, bu da bizim için çok acı bir şey.
Biz niçin okuruz?
Daima hep istikbalimizin şöyle müreffeh bir hayata kavuşalım diye okuruz.
"Onun için bu ikisi de sizi helak edecek."
Neden?
Kendi nefislerinizin derdine düşeceksiniz.
Mesela geçen bir büyük dedi ki,
"Biz bu memleketi herkesi zengin etmek suretiyle refaha kavuşturacağız."
Halbuki zenginlikle rahat katiyen olmaz. Zenginlere, "Refah var mıdır sizde?
Meseleyi hepiniz bilirsiniz.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri
Müslümanlardaki serveti biliyorsunuz.
İslam ordusu, Sa'd b. Vakkas olsa gerek zannedersem kumandanı.
"Siz, bana bakın. Fukara adamlarsınız. Muhtaç adamlarsınız.
Servetleri gezdirmiş. Servetinin heybeti paralar böyle altınlar böyle, gümüşler böyle,
Onlar da lazım olan cevabı verdikten sonra müsalaha yapmak istemişler de olmamış.
Ne yapacağız?
Atıyoruz, file tesir etmiyor atılan ok. Fakat onlar avcı adam, fillerin gözlerini gözlemişler.
Velhasıl 150 bin yahut 200 bin miktarındaki orduyu perişan hale getiriyorlar.
O gün o zaferlerin hiçbirisi ne parayla olmuştur ne bir şeyle olmuştur.
Ya?
Gönlü Allah'a bağlayıp Allah'a teslim olmak da lazım.
Onun için bizim Hz. Halid el-Bağdâdî'nin bir vasiyetnamesi var. O vasiyetnamesini okudum.
"[Güneş ve ayın tutulması bir kişinin ölmesi veya doğması ile] alakadar değildir onlar.
Şimdiki bugünkü fenler de bize diyorlar ki;
"İşte ay, dünyayla ayımızın arasına bir başka yıldız giriyor. Girmesi dolayısıyla ışığı bize gelemiyor.
Fakat bu nizâm-ı âlem ne zamandan beri Cenâb-ı Hak yarattıysa saltanatı ilahiyeyle
Bir arkadaş bir ilmihal yazmış.
Orada o atom denilen çekirdeğin içersinde üç kuvvet varmış.
Şimdi böyle bir kudretin sahibi olan Hz. Allah'a, bugün fenne sahip olup da bugünkü fenni bilen insan
Bunu yaratan kudreti sen mi koydun o çekirdeğin içersine o kadar sürati?
Yok.
O kudreti koyan Allahu celle ve alâ. Binaenaleyh Allahu celle ve alâ'ya boyun bükmekten,
Onun için adam bugün aya gidiyor. Görüyoruz ya. Maddi bir iş.
Şimdi bu fen yokken Süleyman aleyhisselam'ın da ordusu gökte [uçuyordu.]
28 bin kişiyi gökte uçururken Süleyman aleyhisselam'ın tayyaresi mi vardı?
Kudreti ilahiye. O 28 bin kişiyi bütün o teçhizatıyla, içerisinde nakliyesiyle beraber götürüyor.
Onun için Allahu Teâlâ'nın zikrine duasına istiğfarına [devam etmelidir.]
Nereye atıyorsun be adam bu silahları?
"Cinniler tutmuş ayı!" diye oradan kurtaracak.
Peygamberimiz ne diyordu?
"Duaya gidin, zikrullaha varın.
İnne hâzihi'l-ümmete. Onlar biziz elhamdülillah. Ümmetün merhûmetün. "Ümmet-i merhumedir."
Senin yerine işte bu müşriki atacağız cehenneme diyerekten kıyamet gününde onu atacaklar.
İbn Mace'nin hadisleri.
Onun için bu ümmet-i merhumenin azabı dünyada işte fitneler olacak.
İnne hâzihi'l-ümmete tübtelâ fî kubûrihâ.
Buradaki ümmet, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem birgün mezarlıktan geçiyorlarmış.
"Bunlar kimin kabirleridir biliyor musunuz?
Birisi demiş, "Ben biliyorum. Filanın filanın filanın kabirleridir." demiş.
O zaman buyurmuşlar ki;
Ne zaman öldü bunlar?
Gavurluk zamanlarında öldü demiş.
O zaman buyurmuş Efendimiz;
Allahu Teâlâ'ya dua ederdim ki "Bunlara da işittir yâ Rabbi azab-ı kabri." derdim.
Bu, mevtayı kabre sokmamak, mevtayı dışarıda bırakmak suretiyle değil.
Teavvezû billâhi mine'l-fiteni mâ zahara minhâ ve mâ batana.
Ki o fitneler Allahu Teâlâ'nın rızasının haricinde işlenen bütün günahlardır.
Burada İmam Gazzâlî'nin çok güzel bir sözü var.
Kalbinin kalp nedir yani, ne olacak?
Kalp nedir işte?
Oradaki bir et parçası dersin. İşte onu da Allah yaratmış.
Allahu Teâlâ insanı yaratacağı zaman melekler Cenâb-ı Hakk'a;
"Biz varız ya, bizi yarattın ya!
Diyor ki;
"Ben size "Kün!" dedim oldunuz. Size bir zorluk tereddüp etmemiştir.
"İnsanoğlunun tıynetini 40 günde yoğurdum." diyor.
Şimdi onlar ikisi de buluğa erdikten sonra kıyamete kadar muharebededirler.
Onun için bu iç âlemin kavgası kıyamete kadar devam edecektir.
İç âlemde şimdi iki tane ruh var: Birisi şeytanî birisi sultanî.
Ama bunlar şimdi evamir-i ilâhiyeye imtisal eder, tam manasıyla yaklaşırlarsa
Bunun için teşkilat demeyelim de. O idareci ama öteki idareci daima gözünden kaçırmaz.
Onun için insanın kıymeti çok yüksek.
"Ey Kâbe! Bu kadar çok böbürlenme hani, herkes etrafını tavaf ediyor.
Mü'mindeki kıymet çünkü Allahu Teâlâ'nın ekremi mahlukatı.
Onun için;
Te'avvezû billâhi min azâbi'l-kabri.
Kabir.
Kimlere?
İmansızlara.
Onun için daima bize o azabı kabirden sığınmak lazım.
İkincisi;
Azâbü'n-nâri. "Cehennem azabından da."
Üçüncü;
Te'avvezû billâhi min fitneti'd-deccâli. "Bir de deccal fitnesi var.
Bu da her devirde bu deccal mevcut.
"Onun için Allahu Teâlâ'ya bunlardan daima sığının!" buyurmuş.
Cenâb-ı Hak cümlemizi de affetsin mağfiret etsin. Bu deccalin şerrinden, fitnelerin şerrinden,
Bi-hürmeti-l-Fâtiha.