Tarih: 10.08.1995 | Yer: | İzlenme:5358
el-Hamdü lillâhi hakka hamdihî vesselâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedin
Aziz ve muhterem kardeşlerim!
Allahu Teâlâ hazretlerinin selamı, rahmeti, bereketi, üzerinize olsun.
Teşekkür ederiz, burada aranızda çok güzel geçti geçen zamanlar.
Allah razı olsun, sağ olsunlar.
Bu çeşit toplantıların, eğitim kamplarının bizim tarafımızdan düşünülmüş olan pek çok amaçları var.
Burada hem eğitimi düşünüyoruz çünkü öğrenmek ve öğretmek çok asil, çok sevaplı bir çalışma.
Tabii İslâmî bir yapıya sahip olduğumuz için de
Böylece hem dünyevî, hem uhrevî, hem sıhhî hem terbiyevî pek çok faydalar hâsıl oluyor.
Bizim amaçlarımızdan birisi de insanların sigaradan, kötü alışkanlıklardan kurtarılması,
Böyle şeyler amaçlıyoruz, yani şu gördüğünüz yer işte diyelim ki 50 dönümdür.
Cumartesi Pazar veya boş zamanlarında arabasına atlasın gelsin,
O bakımdan bu toplantılardan, böyle eğitim toplantılarından çok memnun oluyorum,
Şu şu şu sebeplerden dolayı sahabenin Peygamber Efendimiz'e olan teslimiyeti gibi
Bu aşırılık yolun doğruluğuyla, mürşidin hakikîliğiyle ilgili bir husustur.
Bir hanım, mürşidinin sohbetine katılabilmek için beyinden müsaade alması,
Aile muhabbetine zarar vermeyecek şekilde gelmesi gerekir.
"Camide Cuma günü hutbede Türkçe konuşmak câiz değildir.
Cevap: Bizim diyanetin imamları, hutbelerimizde Türkçe kısma var ama esasında Arapça başlanıyor.
Elhamdulillah, ondan sonra eşhedü en lâ ilâhe illallah, ve sair,
Biz şimdi Avrupa'ya, Amerika'ya gittiğimiz zaman çıkıyoruz hutbeye,
Yani ne olacak?
Türkçe konuşmayacak kimse anlamayacak.
Efendim Arapça öğrensinler.
Tamam, Arapça öğrenmeyi biz söylüyoruz.
Diş dolgusu yaptırmak câiz değildir. Yaptıranlar da tekrar söktürmesi gerekir
Böyle bir saçma bir şey yoktur. Böyle aptalca itirazlara da lüzum yoktur.
Din zorluk değildir, dinde zorlama doğru değildir. Yessirû ve lâ tu'assîrû emrine de aykırıdır.
Dini bilmeden içtihada kalkışmak çok günahtır, çok tehlikelidir, çok veballidir.
İşte bak kaplaması yapılmış, altın kaplamalı sahabe [var.]
Mezarlıkta büyüyen meyve ve sebze veya sebzenin yenmesinin hükmü nedir?
Mekruhtur.
Tamamen başı açık çalışan bir hanımın kazancı haram olur mu?
Cevap: Kazancı yaptığı işle ilgili olarak hüküm alır, başını açmasından dolayı da sorumluluğu olur.
"Benim müessesemde başını aç!" diyen bir insana, "Ben de senin müessesende çalışmam!" demeli insan
İslâmî olmayan mecmuaların verdiği hediyeleri almak için belli bir zaman
O gazete İslâmî bir gazete değilse almak zaten câiz olmaz.
Peki, kötü bir gazeteyi insan başka bir maksatla alabilir mi?
Mesela bir hocayız, hani görelim de ters yazılar varsa cevabını verelim,
Şimdi biz burada sabahleyin radyo yayınlarını dinledik, Akra bütün gazetelerin özetlerini veriyor.
Dinlersin Akra'dan yolda giderken otomobilinde,
Onun için kötü gazeteleri zaten almak vebaldir, eve sokmak vebaldir.
Bizim Ankara'da bir şeyimiz [komşumuz] vardı, Allah rahmet eylesin, istiklal harbi gazilerinden
Şimdi resmin girmediği yer kalmamış gibi, zor bir durum.
Kadın Aile dergimizin hediyesi Kadın İlmihali kitabında, uydurma hadislere örnek olarak
Hakikaten güzel bir şey yakalamış arkadaş, bu soruyu soran kardeş.
Râmûzü'l-ehâdîs'i yazan Gümüşhaneli Ahmed Ziyâüddîn hocamız.
Bir sebeple koymuş oraya, yani bilsinler okuyan, benim ihvânım bu konuyu bilsinler diye koymuş.
Bazıları bazı hadisleri sırf konusundan dolayı rahatsız oldukları için sahih saymıyorlar,
Yani bu alimler arası bir meseledir, Râmûzü'l-ehâdîs'i yazan adam hadis alimi, büyük adam,
Hoca efendinin bir tanesi cami avlusuna ağaç dikilmez günahtır haramdır
Hiç aslı esası yok. Caminin avlusu genişse ne olacak, ağaç niye dikilmesin!
Bunun aslı esası yoktur, caminin avlusunu güzelleştiriyor.
Herkes bir yere takılıyor, yani mühim şeyleri bırakıp da
Ben sizden ders alalı bir yıl oldu fakat tam yapamıyorum çünkü hem çalışıyorum hemşire olarak,
Tamam, şimdi bir insan dersi böyle akşam yapamayacaksa gündüz gezerken yapar.
Bunları biliyorsunuz ben söylemiyorum size.
Resim çektirmek ve resmi saklamakta herhangi bir sakınca var mı?
Mahzur var diyenler olduğu gibi, resim sadece tabiattaki ışıkların
Burada resmin cinsinin de tabii önemi var kullanılış amacının da önemi var.
Hacca gitmiş gelmiş yani pasaportları nereden, ne yaptı?
Nüfus kağıdı, pasaportu resimsiz mi?
Bazı yerlerde mecburiyetler var,
Tabii bu işi de çığırından çıkartmak doğru değildir. Duvarlara asmak doğru değildir.
Olmaz öyle şey!
Bazıları şöyle bir şey söylemişler; eski alimlerden yani 40-50 yıl önce yazı yazan
Özetlemek gerekirse zaruri haller vardır, ilmî mecburiyetler vardır, tıpta, mimarlıkta,
Ölçülü bir müsaade var, ihtiyatlı davranmak lazım diyebiliriz.
Konya'da iyi niyetli olduğuna inandığımız bir grup ihvân kardeşimiz,
Muhterem kardeşlerim!
Ben bizim ihvanımızdan şunu bekliyorum: Bize ait çalışmaları destekleyecekler.
Şimdi biz hiçbir şey yapmasak, âtıl, bâtıl kenarda dursak,
Ben herhangi bir başka kuruluşu suçlamak istemem ama iyi niyetlisi olur, kötü niyetlisi olur,
Bizim arkadaşlarımız bu şuura sahip olsalar bizim faaliyetlerimiz 100 misli daha genişleyecek.
Siz bunu herkese söyleyin, her yerde söyleyin kendiniz de böyle şey yapın.
Birisi ders aldıktan sonra dersi arttırılmış, o zor gelmiş, zor gelince tamamen bırakmış.
Evet, ibadetlerin bırakılması vebaldir.
Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerinde ibadetlerde îtidal tavsiye edilmiştir.
Siz bıkınca da cezaya uğrarsınız yani ibadetten bıkılır mı, Allah'a ibadetten geri durulur mu?
Onun için ölçülü ibadet etmek iyidir, yapabileceği kadarında devam etmek iyidir.
Size muhabbetimize rağmen, İslâmî bilgilerimize rağmen derslerimizi yapmıyor,
Allah yardımcı olsun, bu tehlike işaretidir.
"Öldüm, mahvoldum ah vah!" filan, ondan sonra bir şey söylemiş işte böyle,
"Bende sandım ki ikindi namazının sünnetini kaçırdın!" demiş.
Şu anda detayını unuttum çok iyi hatırlayamıyorum ama öyle bir şey.
İbadetleri muntazam yapmaya çalışmak lazım, neden yapmadığını düşünmek lazım,
Erken yatsın.
Mahrumiyettir,
Tabii insan böyle kusurunu bildiği halde yapamıyorsa, bir de şu sebep hatıra gelir;
Neden?
Kusurundan dolayıdır, haram lokmadan dolayıdır.
Çok yoruluyorum.
Erken yatın.
Uykum ağır kalkamıyorum.
Kocaman saat alın, tedbirini bulun. Komşuya rica edin, deyin ki;
Bayanların eldiven giymesi şart mı diyor?
Şart değildir. El nâmahrem yani örtünmesi gereken kısım değildir.
Sonra eldivenle çalışmanın zorluğu vardır, sıkıntıları vardır, mecbur olmayan bir şeyi yap dediğin zaman
Cuma günleri salâ ile ezan arasında bayanlar 41 Yasin okuyoruz, ne derece doğrudur?
Ben bunun şeyini bilmiyorum. Yâsin-i Şerîf okumak her zaman sevap,
Hanımlar, Hatm-i Hâcegân'dan sonra en az 45 dakika hiçbir şey yenmemesi gerektiğini söylüyorlar.
Hayır, böyle bir şey yok.
Şerîfe, Betül, Halime isimlerini açıklamanızı rica ediyoruz.
Şerîfe, şerefli, şeref sahibi hanım demektir, Peygamber Efendimiz'in isimlerinden birisi Şerîf'tir,
Betül, ibadete düşkün, çok dindar, takvâ ehli demektir.
Ve tebettel ileyhi tebtilâ.
Güzel bir isimdir o da.
Halîme de, halim selim hanım demektir. Yani böyle kızmayan, hilim sahibi demektir, o da güzeldir.
Kasîde-i Bürde hakkında bilgi verir misiniz?
Bir Kasîde-i Bür'e vardır, bir de Kasîde-i Bürde vardır.
Kasîde-i Bürde Peygamber Efendimiz'in zamanında yaşayan Ka'b b. Züheyr'indir.
O da kendisinin öldürülmesi üzerine emir çıktığını, müsaade çıktığını anlayınca ödü patlamış.
Peygamber Efendimiz'in meclisine kadar gizlice kendisini göstermeden gelmiş, birden karşısına çıkmış;
"Yâ Resûlallah! Ben bir kusur işledim ama soylu, asil insanlar affedici olur."
Kasîde-i Bür'e, re'den sonra kesme işareti bür'e.
Bu kasîdenin bölüm bölüm her güne taksim edilmiş şekli bizim evrâdımızda vardır.
Bu Kasîde-i Bür'e'yi yazınca, bitmiş yazısı, felçli kendisi, bunu yatağında veya oturduğu yerde yazmış.
Berî olmak mânasından Kasîde-i Bür'e deniliyor.
Resûlullah sevdiği için, rüyasında onu öyle sıvazlamış ayağını, felçli olması gitmiş, izâle olmuş.
Onun için bu Kasîde-i Bür'e'yi sever bizim ecdadımız.
Biz de seviyoruz, biliyorsunuz nasıl başlıyor?
Emin tezekküri cîrânin bi-zî selemin
Mezecte dem'an cerâ min mukletin bi-demi
Em hebbeti'r-rîhu min tilkâi kâzımetin
Ve evmeda'l-berku fi'z-zalmâi min idami.
diye böyle devam eden bir şiir.
Bu Arap kaside sanatına uygun çok güzel bir şiirdir.
Elhamdülillahi münşi'l-halki min ademin
Sümme's-salâtü ale'l-muhtâri fi'l-kıdemi
Mevlâye salli ve sellim dâimen ebedan
Alâ habîbike hayri'l-halki küllihimi.
diye hamdele ve salveleyi de böyle eklediği için
Güzel bir kasidedir yani bizim mevlüt gibi, mevlid-i şerîf gibi, Vesîletü'n-necât,
Bizim evrâdı görürlerse, hacılar oraya götürdüğü zaman, bunun içinde Kaside-i Bür'e var diye
Bizim Osmanlı alimleri ecdadımız zarif insanlardır.
Ekrem ve Yusuf isimlerinin anlamını öğrenmek istiyoruz.
Ekrem en soylu, en cömert mânasına gelen bir kelime olup
Yusuf da peygamberlerden birisinin ismidir.
Bunun ibranicesi yani yahudicesi Yasef'tir.
Hatmede el ele tutuşmak ve zikirden sonra halkadan geçmek sakıncalı diyorlar, anlatır mısınız?
Bizde böyle bir el ele tutuşmak yoktur, halkadan geçmek hiç yoktur.
El ele tutuşan cemaatler, tarikatlar vardır, kol kola giren böyle bir ritimle sallanarak zikir yapan,
Zikirde beyaz örtmek, beyaz giymek var mıdır?
Hayır öyle bir külfet yoktur. İlle beyaz olacak dersen bu bir külfettir,
Doktor bir tanıdığımız İstanbul'da çalışıyor, annesi memleketine gidip orada
Bu bir şey meselesi yani işinden aldığı para, işinin durumu, gideceği yerde iş bulup bulamayacağı
Soru: Kabir etrafında yapılan mermerlerin hükmü nedir? Müslümanların kabirleri nasıl olmalıdır?
Cevap: Müslümanların kabirleri sade olmalıdır, mermerlemeye vesaireye lüzum yoktur, gerek yoktur.
Kaza namazları olan kimselerin gayri müekket olan yatsı ve ikindi namazlarının sünnetlerini
Böyle de söylemiyorlar, bütün sünnetleri kılmasın, bıraksın sadece kaza kılsın diyorlar,
İlle bir yerden bir kırpıştırmak mı lazım?
Ben bunu biraz şey görüyorum, ya onu da kıl, durumun müsaitse onu da kıl, ne oluyor yani?
Alevîlerin evine gitmek, çay gibi ikramlarını yemek sakıncalı mıdır?
Bu Alevî'nin durumuna bağlıdır, yani bugünün Alevî'si çeşit çeşittir.
Başbağlar'da ne yaptılar?
Geldiler civar köylerden, kardeşlerimizi şehit ettiler.
Kalp zikrinden başka diğer latifelerin zikirleri nasıl olur?
Şeyhinin tarifi veya şeyhinin vazifelendirdiği bir kimsenin tarifi ile müsaadeli olur bu işler.
Ablamın bir takım rahatsızlıkları var. İki senedir evli çocuğu olmuyor.
Bunlar hoca moca değildir, tüccardır bunlar. Böyle vesvese tüccarıdır bunlar.
Nedir?
Tüccar.
Sana çok fena büyü yapmışlar, gel.
Ne olacak?
Gel bana, ver şu kadar parayı, tamam, ben onu bozarım, evelallah hakkından gelirim, bilmem ne filan.
Hiç inanmayın bunlara.
Evet cinler vardır, cinlerin olduğunu Kur'ân-ı Kerîm bildiriyor.
Yaa, ah mendeburlar ah!
Sakın ha, üfürükçüye, hocaya, şeye giderseniz öyle tarikate şeye uygun olmaz, öyle şeyler yapmayın.
Şüpheli yiyeceklerden nasıl kaçınabiliriz?
Yememekle kaçınırsın, şüphelendin mi yemezsin, gayet kolay.
Şüpheli yiyecekler nelerdir?
İslâm da haram bellidir, helal bellidir;
Bazı gıdaların haram mı helal mi olduğu bilinmiyor.
Uhille leküm saydu'l-bahri.
Neden kerahet var? diye bizim Hanefi fıkhında kitaplara bakıldığı zaman deniliyor ki
İğrenmiyorsa?
Yani bu iğrenmek de subjektif bir şey. Bazısı tavşan etinden iğreniyor ama tavşan eti yenilir.
Zikir sırasında ilahi söyleme konusunda ne buyurursunuz?
Eskiler bu zikir esnasında ilahiyi yani bir taraftan zikir devam ederken ilahi söylemeyi
Bizim yolumuzda zikrin içinde ilahi söylemek yoktur ama hocamız zikir yaptıktan sonra,
Üniversitede öğrenciyiz, bölüm başkanı sakallı öğrenci istemediğini söylüyor?
Biz de sakallı öğrenci istemeyen hocayı istemiyoruz dersiniz siz de ona.
Niye istemiyormuş yani?
Bölüm başkanı ise bölüm başkanı!
Sakal sünnettir dersiniz, bu benim hürriyetimdir dersiniz, ben üniversiteye gelmiş bir insanım.
Sebahat isminin mânasını söyleyebilir misiniz?
Sebahat, yüzü sabah gibi pırıl pırıl nurlu demektir.
Helal olan hayvanların sakatatlarından bazılarının mekruh olduğu söyleniyor, doğru mu?
Helal olan hayvanların dalağı yenilir, mahsur yoktur
Başka?
Baş, yürek, mumbar, o bağırsağın temizlendikten sonra dolması, vesairesi mahsuru yoktur.
Hanımların kına yakması; sağ eline yakması söyleniyor ne kadar doğrudur,
Ben halk arasında iki eli kınalı olduğunu bilirim.
Size bağlı dervişlerden bazıları da, falanca gruplar daha çok ilgilenip
Tabii bir insan başka başka hocaların derslerine de gidebilir fakat o hocalar aklı başında hoca ise.
Sen neredensin?
Falanca yerdenim.
Sen oradan ayrıl buraya gel, bilmem ne filan, kötüleme çalışması yaparlar,
Alevî-Sünnî olaylarının olduğu gazi mahallesinde bir ihvan kitlesi varmış.
Orası tehlikeli bir mıntıka olduğunu gösterdi, olaylarla ispat olundu.
Sabırsızlıktan ve ahmaklıktan kurtuluşun çaresi nedir?
Bu bir eğitim meselesi.
Ha şeyde, hadîs-i şerîfte bildirilen ahmaklık, yani ahmak kimdir?
Nefsinin hevâsına tâbi oluyor, ondan sonra da Allah beni affeder diye düşünüyor. Bu tabii ahmaklık.
Tabii bunun çaresi nefse muhalefettir, onun dediklerini yapmamaktır.
Mihriye ve Ece isimlerinin mânası. En son, Mihriye ve Ece isimlerinin mânası.
Ece, sultan hanım demektir.
Mihriye de, mihir kelimesi aslında Farsça'dır, tabii Arapça'da da bir mihir kelimesi vardır
Arapça'da mehere, mühürlemek demektir.
Allah hepinizden razı olsun.
Sübhâneke lâ ilme lenâ illâ mâ allemtenâ inneke ente'l-alîmü'l-hakîm.