Tarih: 16.03.1999 | Yer: | İzlenme:4922
es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtühû!
Allah'ın selâmı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun!
Bakara sûresinin âyât-ı kerîmesini sohbetimizin mevzuu yapmaya devam ediyoruz.
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Ve iz kulnâ li'l-melâiketi'scüdû li-Âdeme fe-secedû illâ iblîse
Sadece bu âyet-i kerîmeyi açıklayacağım.
Bundan önceki âyet-i kerîme Allah'ın öğrettiği varlıklar ve onların isimleri dolayısıyla,
Ve iz. İz edatı, "O vakit ki, o zaman ki, hatırla o zamanı ki..." mânasına gelen bir edat.
"O zaman ki..."
Kulnâ. "Ben Azîmüşşân buyurmuştum."
Kulnâ, "Biz buyurduk." demek. Allahu Teâlâ hazretleri azamet siygasıyla,
Ve iz kulnâ li'l-melâiketi. "O vakit ki ben Azîmüşşân meleklere demiştim ki..."
Melâike'nin, "melek" kelimesinin çoğulu olduğunu geçen hafta söylemiştim.
"O zaman ki meleklere ben Azîmüşşân demiştim ki..."
Üscüdû li-Âdeme. "Âdem'e secde ediniz!"
Tabii vaslediliyor, melâikenin sonu ile bağlanılıyor;
Li-Âdeme. "'Âdem'e secde ediniz!' dediğim zaman..."
Fe-secedû. Tabii Allah'ın mutî kulları, varlıkları, yaratıkları olduğu için
Bu illâ nasıl bir istisnâ edatıdır?
Bu hususta alimlerin iki kavli var:
İstisnâ edatının böyle iki türlü anlaşılması mümkün.
"Melekler secde ettiler, İblis secde etmedi."
Ebâ. "İbâ etti, kabul etmedi, bilerek imtinâ eyledi;
Kâne, "idi" demek.
Şimdi bu kısa ön açıklamadan sonra biraz daha geniş bilgiler verebiliriz.
Burada İbn Abbas radıyallahu anh'ten
İblis kelimesi eblese fiilinden, eblesehullah. Ey âyesehû mine'l-hayri.
Yine İbn Abbas'tan verilen bir başka rivayette de;
Allahu Teâlâ hazretleri Âdem aleyhisselâm'ı öğrettiği bilgilerle meleklerden üstün tutuyor.
Said İbnü'l-Müseyyeb'den Katâde rivayet etmiş ki;
Kâne iblis reisü melâiketi semâi'd-dünyâ. "İblis dünya meleklerinin reisi idi." diyor.
Bir rivayet bu.
Hasan-ı Basrî hazretlerinden diğer bir rivayeti de altına kaydetmiş ki;
Mâ kâne iblîsü mine'l-melâiketi tarfete aynun kattu.
Ve hâzâ isnâdün sahîh ani'l-hasen diye, İbn Kesîr isnadın sahih olduğunu söylüyor.
Demek ki alimlerin bazıları İblis'in, şeytanın da meleklerden olduğunu,
Sahih rivayetlere göre melek değil, cin tâifesinden.
Ve kâne mine'l-kâfirîn. "Ve kâfirlerden oldu."
Kâfir, mine'llezîne ebev, yani emri tutmayıp ibâ edenlerden oldu.
Ve kâne mine'l-kâfirîn. Ellezîne lem yahlukhümu'llâhu yevme izin yekûnûne ba'd.
Çünkü kâne Arapça'da "oldu". 'Dır' takısı Türkçe'de "Şu güzeldir, şu büyüktür." dediğimiz gibi
Fe-kâne mine'l-muğrakîn. "Gark olunanlardan birisi hâline geldi."
"Kenarda duruyordu, sel geldi, gark olunanlardan oldu."
Başka bir ileride gelecek âyet-i kerîmede;
"Ey Âdem ve Havva! Şu ağaca yaklaşmayın!
Fe-tekûnâ minez-zâlimîn. "Sonra zalimlerden olursunuz, o hâle gelirsiniz!" buyuruluyor.
Ve'stekbera. "İstikbar etti, yani kibirlendi, kendisini daha büyük buldu." deniliyor.
Kâle yâ iblîsü mâ meneake en tescüde limâ halaktü bi-yedeyye. "Ey İblis!
Kâle ene hayrun minhü. "Ben bu Âdem'den daha hayırlıyım."
Yani, "Ateş topraktan daha hayırlıdır." gibi saçma bir mantıkla secde etmemiş.
Böylece kibirlendiği beyan ediliyor.
Tabii Allahu Teâlâ hazretleri kibirlenenleri sevmez.
Lâ yedhulü'l-cennete men kâne fî kalbihî miskâlü habbetin min hardelin min kibr.
"Kalbinde kibir cinsinden hardal tanesi ağırlığı kadar kibir olan bir kimse..."
Yani küçücük bir şey... O "hardal" dediğimiz şey baharattan bir çeşit.
"Kalbinde o kadar küçük bir miktarda, ağırlıkta kibir bile olan cennete girmeyecek." buyuruyor.
Tabii bu İblis'in kibri artık hardal tanesi küçüklüğünde ufak bir şey de değil,
Ve kâne mine'l-kâfirîn. Allah'ın rahmetinden iyice, ebediyyen koğulan bir kimse oldu
"Melekler secde ettiler." deniliyor.
"Eski ümmetlerde secde etmek meşru idi. İnsanların bazı varlıklara secde etmesi tabiî idi.
Nitekim Kur'ân-ı Kerîm'de Yusuf aleyhisselâm'ın babasının,
Ve refea ebeveyhi ale'l-arş. "Tahta anasını babasını oturttu."
O zaman, yani o devirde hürmetini ifade etmek için secde etmek oluyordu, secde ettiler.
Kadimtü'ş-Şâm ve raeytühüm yescüdûne li-esâkıfetihim ve ulemâihim.
Lâ. "Hayır!"
Lev küntü âmiren beşeren en yescüde li-beşerin.
"Yok böyle bir şey..." Önce lâ diyor ama;
Le emertü'l-mer'ete en tescüde li-zevcihâ min izami hakkıhî aleyhâ.
Çünkü dışarıda çalışıyor, zahmeti çekiyor, eve yiyeceği içeceği getiriyor,
"Kadın kocasına hürmeten secde etsin diye emrederdim ama yok böyle bir şey!
Demek ki Allahu Teâlâ hazretlerinin meleklere "Âdem'e secde edin!" demesi,
"Secde Âdem aleyhisselâm'a." diyenler var. Bazıları da diyorlar ki;
Tabii bu kadar çok alimin sözleri burada uzunca [anlatılmış.] Kısaca söylemek gerekirse:
Rivayetlerde şu da var: Hani biz iki defa secde ediyoruz ya;
Melekler dahi, imanlı olunduğu zaman Âdem aleyhisselâm'a secde ediyorlar.
Ne mutlu, elhamdülillah... Bizi insan yaratan,
Tabii bu böyle ama şeytanın da itaat etmemesi ve secde etmemesi, isyan etmesi
Çıkartacağımız derslerden birisi:
Şeytan bizim düşmanımız. Adüvvün mübîn.
İkincisi de; kibirlenmenin iyi bir şey olmadığını, çok kötü bir şey olduğunu ve kâfirlerin,
Allahu Teâlâ hazretleri böyle güzel bir şekilde kulluk yapmaya muvaffak eylesin.
Râbia-i Adeviyye rahmetullâhi aleyhâ demiş ki;
İnnemâ ente eyyâmün müteaddide.
İnsana "Sen günlerden ibaretsin!" diyor.
Fe-izâ zehebe yevmün zehebe ba'düke. "Bir gün gitti mi senin bir parçan gitmiş demektir."
Yani senin varlığından bir parça gitmiş demektir.
Fa'mel va'tebir. "O halde salih amel işle, ibret al, gözünü aç, gafil olma!"
Ve lâ tekul: Zehebe lî dirhemün ve dînarun. "Hatta 'Benim şu kadar altın liram,
Bunlar da İsmail Hakkı hazretlerinin bu âyetlerin sonundaki nasihatlerinden.
Bir ârif kişi vefat edeceği zaman,
Mâ teessüfi alâ dâri'l-ahzân. "Üzülmem şu hüzün diyarı olan dünyadan ayrılıyorum diye değil.
Hadîs-i şerîflerde de var: "Her gün insanoğluna seslenirmiş; 'Ey insanlar!
Hasan-ı Basrî de meclisindeki insanlara demiş ki;
Yâ ma'şere'ş-şuyûh. "Ey ihtiyarlar!"
Etrafında olgun, yaşlı başlı insanlar var, onu seven tabii dinleyenler var.
Mâ yuntazaru bi-zer'i izâ belağa.
Kâlû: el-Hasad. "Demişler ki; 'Ekin biçilir.'"
Yani ne demek istiyor?
"Ey ihtiyarlar, ekin olgunlaştığı zaman hasat olur.
Onun için, işte o anı düşünüp ölüm için ve ölümden sonra için hazırlanmak lazım.
Şeytan da Allah emrettiği halde bize secde etmemiştir, işi gücü bizim zararımıza çalışmaktır.
Allah cümlemize tevfîkini refîk eylesin. Allah hepinizden razı olsun.
es-Selâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtühû,