Tarih: 01.12.2000 | Yer: | İzlenme:4214
el-Hamdü lillâhi rabbi'l-âlemîn.
Emmâ bad.
Kemâ reve'd-Deylemiyyü fî Müsnedi'l-firdevsi an Enesin radıyallahu anh.
Erbaun men fealehünne kaviye alâ siyâmih.
Sadaka Resûlullah fî mâ kal ev kemâ kâl.
Allah ibadetlerinizi kabul etsin, dualarınız müstecap olsun.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'den Enes radıyallahu anh rivayet eylemiş.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki;
Erbaun. "Dört şey var ki." Men fealehünne. "Şu dört şeyi kim yaparsa."
Oruç tutmak yönünden zayıf olmaz, kuvvetli olur.
Bir,
En yekûne evvelü fitrihî alâ mâ' "İftar ettiği zaman su ile iftar etmesi."
Buzdolabı olmadığı zamanda Arabistan'a mahsus şartları düşünelim.
Suyu tabii içmeli, soğuk içmemeli. Soğuk içerse mide üşür;
Suların en güzeli, yeryüzündeki suların en güzeli zemzem suyudur.
Mesela umrede ise Mekke'de ise mümkün;
Akşam ezan okundu; "Herkes orucunu açsın." diye şöyle on dakika bir vakit ayırıyorlar.
"Baba," dedi, "On üç bardak içmişim."
Maşaallah! On üç bardak bayağı bir şey.
İkincisi;
Ve lâ yedea's-sahûr.
Sahura kalkmak, müslümanın orucunun alametlerindendir.
Fe inne fi's-sahûri bereketün, buyurmuş.
Onun için az bir şey de yiyecek olsa sahura kalkmayı âdet edinmeli,
Sahura kalktığı zaman o güzel vakitte yapılacak en güzel işlerden birisi nedir?
Abdest alıp teheccüd namazı kılmaktır.
Çünkü;
Rek'atâni mine'l-leyli, hayrün mine'd-dünyâ ve mâ fîhâ.
Onun için sahura kalktığı zaman abdest almalı, iki rekât namaz kılmalı.
Bizim bu teravih namazlarımız da yatsının farzından sonra kılınıyor;
İkincisi sahura kalkmaktır. İftarı suyla yapmak.
Bazıları diyor ki;
"Ben kuvvetliyim. Sahura kalkmadan da tutabilirim."
Hayır, kuvvetli de olsan sahura kalk; çünkü sahurda çok bereket vardır, hayır vardır.
Üçüncüsü;
Ve lâ yedea'l-kâilete. Bu da ve en lâ yedea'l-kâilete şeklindedir.
Kâile, kaylûle, nevmü kaylûle demektir. "Gündüz uykusu" demektir.
İnne'n-nebiyye kad kâle. "Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem kaylûle uykusu uyurdu,
Neden?
Çünkü Peygamber Efendimiz teheccüde kalkardı.
Öğleye yakın ne olmuş oluyor?
Saatlerce faaliyetlerde bulunmuş oluyor. Yorulurdu.
Vücudu kuvvetlendirir, orucu rahat tutmaya yarar; gece ibadetlerini de neşe ile
Onun için "kâile uykusu" veya "kaylûle uykusu" dediğimiz, kuşluk vakti uykusu,
Ve en yeşümme şey'en min tîb. "Koku koklamak, güzel koku."
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz güzel kokuyu severdi.
Buyuruyor ki;
Hubbibe min dünyâküm selâsün. "Sizin dünyanızdan bana üç şey sevdirildi."
Üç şeyden bir tanesi güzel kokudur.
Bu; oruçlunun iftarı, oruçlunun ikramı. Oruçlu size ziyarete geldi.
İkram olarak ne yapacaksınız?
Çay olmaz, kahve olmaz, meyve olmaz,
Oruçlunun ikramı nedir?
Güzel kokudur. Güzel koku oruçluya ikramdır.
Bu hadîs-i şerîfi dünden vaat etmiştim, bunu söyledim.
"Dört tane şey yaparsanız orucu rahat tutarsınız, dinç ve neşeli olursunuz.
Beş şeye gelince... Bir de dünden vaat etmiştim ki beş tehlikeyi size anlatacağım.
Hamsün yuftırne's-sâim ve yünkıdne'l-vüdûe: el-Kezibü ve'l-ğıybetü ve'n-nemîmetü
Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kal. ed-Deylemî fi'l-Müsnedi'l-firdevs.
Enes radıyallahu anh'ten, Deylemî Müsnedü'l-firdevs'inde rivayet etmiş.
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;
Beş şey; hamsün, yuftırne's-sâim, oruçlunun orucunu bozar.
Rubbe sâimin leyse lehû min siyâmihî ille'l-cûa ve'l-ataş.
Nice oruç tutanlar vardır ki bir sevap kazanmıyor.
Çok dikkat etmek lazım ama burada "Oruçlunun sevabını kaçırır." mânasınadır.
"Orucun sevabı kaçıyor. Hayrı bereketi kalmıyor." diye bir insan böyle bir şey yapmayacak.
Ama "Orucun sevabı kaçtı, artık ben tutmayayım." diye yemek yemeye kalkarsa ne olur?
Bu sefer kefaret gerekir. Daha fena bir durum olur. Bunları yapmamaya dikkat edelim.
İkincisi ne yapar?
Ve yenkudne'l-vudû'. "Abdestin sevabını da bereketini de götürür."
O abdestle namaz kılıyor, bir hayrını görmez.
Onun için bunları yapmamaya dikkat etmek lazım.
Nedir?
el-Kezibü.
Onun için yalan söylemeyecek; müslüman yalan söylemez.
Peygamber Efendimiz; "Üç yerde yalan söylenebilir." diye buyuruyor.
Sahabeden birileri düşmanla karşılaşmaya gitti. Gittikleri zaman sayıları azdı.
Ovada bir sürü ateş yanınca, düşman uzaktan baktı, bir sürü ateş yanıyor.
İkinci olarak nerede yalan olur?
İki dargının arasını barıştırmak, iki kimseyi dost hâline getirmek için ikisine de gidip konuşup
"O seni seviyor, pişman olduğunu söyledi.
Demedi ama o laf öyle söylenebilir.
Üçüncüsü, karı-koca arasında,
"Sen dünyanın en güzel eşisin. Dünyada bir tanesin!"
Yahu, pek doğru olmadı bu şimdi ama olsun, muhabbet olsun diye böyle olabilir.
Müslüman başka şeyde yalan söylemez.
Peygamber Efendimiz şaka yapardı ama doğru şaka yapardı.
Nasıl doğru şaka yapardı_
Mesela ihtiyar bir kadına, yaşlı ya kadına dedi ki;
"Yaşlılar cennete girmeyecek!"
Kadın üzülmeye başlayınca;
Birisi yalan. Oruçlu yalan söylemeyecek.
Ve kûnû maa's-sâdikîn.
Allahu Teâlâ hazretleri Tevbe sûresinde ne emrediyor?
"Sâdık kullarla beraber olun, doğru sözlü kullarla beraber olun."
Bu âyet-i kerîme neden indi?
Bazıları Resûlullah'a yalan söylediler:
"Mazeretimiz vardı da savaşa ondan gelemedik!"
Yalan! Münafıklar yalan söyledi.
Bazıları da dediler ki, "Yâ Resûlallah! Mazeret uydursak uydururuz
Allah onları affetti.
Ve ale's-selâseti'llezîne hullifû.
Onun için de buyuruyor ki;
Yâ eyyühe'llezîne âmenü't-teku'llâhe ve kûnû maa's-sâdikîn.
Onun için sâdık kul olacağız.
Sâdık ne demek?
Sözü özü doğru, sâdık kul olacağız ve sâdıklarla beraber olacağız.
Ve'l-ğıybetü. "Gıybet" de orucun sevabını götürür, abdestin faziletini de götürür.
Gıybet eden kimsenin orucu, namazı yine kabul olmaz.
Gıybet ne demek?
"Burada bulunmayan kimsenin aleyhinde konuşmak" demek.
Burada kim yok?
Filanca arkadaş gelmedi. "Ya o da şöyledir de böyledir de!"
Doğru bir şeyi söylediği zaman arkasından konuşmaya "gıybet" denir.
Arkasından konuştuğu kimsede bu kusur yok da bunu uyduruyorsa ne derler?
"İftira" derler. İftira da günah, doğrusunu söylemek de günah.
Ve'n-nemîmetü.
Nemîme ne demek?
"Birisinin sözünü, arada konuştuğumuz mahrem sözü, gidip ötekine söylemek" demek.
"Yahu, ben filanca ile konuşuyordum, o sana öyle laflar söyledi ki...
Hadi, öbür tarafa söyledi!
Laf taşımak İslâm'da yoktur. Aradaki lafı alıp öbür tarafa götürmeye
Dördüncüsü;
Ve'n-nazaru bi'ş-şehveti. "Şehvetle bakmak" orucunun sevabını götürür,
Şehvet ne demek?
Cinsel arzu, istek demek. İnsan öyle bir arzu ile
Onun için gözünü koruyacak.
Kul li'l-mü'minîne yeğuddû min ebsârihim ve yahfazû fürûcehüm.
Ve kul li'l-mü'minâti. "Mü'minelere de söyle." Yağdudne min ebsârihinne.
Emir bu. Onun için namahreme bakmak, orucun sevabını kaçırır, abdestin bereketini kaçırır.
Eteklerini dizlerinin iki karış yukarısına kadar çekiyorlar. Göğüsleri dekolte oluyor.
Kadınlar da erkeklere bakmayacak.
Sonra...
Ve'l-yemînü'l-kâzibetü. "Yalan yere yemin de orucun sevabını kaçırır.
Muhterem kardeşlerim!
Tahmin ediyorum ki
Bunlara benzer başka kusurları da işlerse insanın orucunun sevabı gider.
Onun için oruçlu olan insan, takvâ ehli olacak ve bu gibi burada belirtilen
Biliyorsunuz orucu makbul olduğu zaman insan çok sevap kazanıyor.
Aman ibadetlerinizi güzel yapın ve böylece büyük sevaplar kazanın.
Cenâb-ı Hak cümlenizi büyük mükâfâtlara erdirsin, cenneti ile cemali ile müşerref eylesin.
el-Fâtiha...